Bir Kongrenin Ardından

 

14.Ulusal Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Kongresi ve 6. Avrasya Yoğun Bakım Toplantısı 4-7 Ekim 2017 tarihleri arasında Antalya-Belek’te gerçekleşti. Bu güzel kongrenin başkanı olma şerefini bana yaşattıkları için Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kuruluna çok teşekkür ederim. Takdir edersiniz ki kongre başkanı olmanın verdiği gururun yanı sıra böyle büyük bir bilimsel programı organize etmek heyecan verici ve biraz stresli bir iş. Ben de benden sonra başkanlık onurunu tadacak olan meslektaşlarım için bir kılavuz oluşturmak istedim.

Öncelikle ulusal ve uluslararası kongreyi birlikte yürüteceğiniz organizasyon şirketi çok önemli. Kongre düzenleme tecrübesi olan, derneği ve kongrenin hitap ettiği kitleyi tanıyan bir organizasyon şirketi ile çalışılmalı. Ben çok şanslıydım. Çünkü birlikte çalıştığımız Flap Tour çok tecrübeli bir ekipti. Tüm ekibe çok teşekkür ederim.

Kongre başkanı için belki de en hassas konu kongre sekreterlerinin seçilmesi. Kongre bilimsel sekreterlerinin dinamik, dikkatli, iletişim kabiliyeti yüksek ve takipçi olması gerekmektedir. Ben de kongre sekreteri olarak sevgili kardeşlerim Dr. Burcu Acar Çinleti ve Dr. Gürhan Taşkın’ı seçmekle ne kadar isabetli bir karar verdiğimi gördüm. İkisine de çok teşekkür ederim.

Kongre bilimsel programının oluşturulması ve konuşma yapacak isimlerin belirlenmesi belki de kongre başkanlarının en önemli görevi. Bilimsel program için seçilecek konuların ilgi çekici ve güncel olması gerekiyor. Yine konuşmacıların da konuyla ilgili tecrübelerinin olması ve bilgilerini aktarırken dikkatleri toplayabilmesi önemli noktalar arasında. Kongre bitiminde aldığım geri dönüşler sonucunda bilimsel program içeriğinin çok doyurucu ve uluslararası standartlarda olduğunu duymak bana büyük mutluluk verdi. Tüm konuşmacı hocalarımın verdiği katkılardan dolayı hepsine ayrı ayrı teşekkürü borç bilirim.

Kongrede bunların dışında dikkat edilecek birçok şey var: Otelin yerinden tutun da kongre tarihinin başka ilgili kongrelerle çakışmaması gibi. Burada da tüm kongre ekibinin ve yönetim kurulunun uyum içinde çalışması büyük önem arz etmektedir.

Ben şimdiden gelecek yıl kongre başkanı olacak değerli hocama başarılar diler, her kongrenin bir öncekinden daha iyi ve faydalı geçmesi dileklerimle saygılarımı sunarım.

Prof. Dr. Levent Yamanel
14.Ulusal Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Kongresi ve Avrasya Yoğun Bakım Toplantısı Başkanı

TDCY’den 2 Önemli Atılım:


Dünya Yoğun Bakım Dernekleri Federasyonu Yürütme Kurulu Mühasip Üyesi | Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arzu Topeli İskit: “Dünya Yoğun Bakım Kongresi, Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılında, TDCY ev sahipliğinde, İstanbul’da yapılacak!
Dernek önceki başkanlarımızdan yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Arzu Topeli İskit, 2013 yılından itibaren yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı Dünya Yoğun Bakım Dernekleri Federasyonunun yürütme kuruluna muhasip üye olarak seçildi

Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Derneği olarak 10 Kasım 2017 tarihinde yaptığımız adaylık sunumumuz ile Dünya Yoğun Bakım Dernekleri Federasyonunun 40. Kuruluş yılında, 16. Dünya Yoğun Bakım Kongresini Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılında İstanbul’a almış olmanın gururunu yaşıyoruz.

Bu yıl Brezilya Rio de Jenerio’da yapılan Dünya Kongresinden 2 ödül ile döndük. İlk olarak 2013 yılından itibaren yürüttüğüm Federasyon yönetim kurulu üyeliğinden, mühasip üye olarak Federasyon Yürütme Kuruluna seçildim. Rekor sayıda ülkenin aday olduğu yarışmada, zorlu rakiplere rağmen Türkiye’nin birinci olması da ülkemiz adına ikinci ödülümüzdür. Aday olan ülkeler Türkiye dışında Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, İrlanda, İtalya, Kolombiya, Meksika ve Sırbistan idi. 2017 Rio kongresinden sonra, 2019 yılında Melbourne, Avustralya, 2021 yılında Vancouver, Kanada ve 2023 yılında da İstanbul, Türkiye’de Dünya Yoğun Bakım Kongresi düzenlenecektir.

Derneğimiz, 2010 yılında Federasyona üye olarak kabul edilmiştir. Dünya Yoğun Bakım Dernekleri Federasyonu 1974 yılından itibaren Dünya Yoğun Bakım Kongreleri düzenlemekle birlikte, resmi olarak 1977 yılında kurulmuştur. 2013 yılına kadar 4, 2013 yılından sonra 2 yılda bir Dünya Yoğun Bakım Kongresi düzenlenmektedir. Halen 14 yönetim kurulu üyesi olan Federasyonun temel amacı yoğun bakımın bölgesel ve küresel düzeyde geliştirilmesidir.

Ülkemizdeki tüm yoğun bakım camiası ile ve sadece hekimler değil tüm yoğun bakım çalışanları ile birlikte büyük, başarılı ve ülkemize yakışır bir kongre yapmak dileği ile saygılarımızı sunarız.” 

 

Yoğun Bakımda Yeni Eğilim: Mükemmeliyet Merkezleri

“Yoğun bakımlarla ilgili mükemmeliyet merkezleri yok, dünyada da yok, bizde de yok! Türkiye’de bu merkezler olduğu zaman rol model teşkil edecek. İleri düzeyde sorunlu hastalar belki bu merkezlere sevk edilecek” 

“Çok spesifik alanlarda eleman eksiğimiz var; aşı geliştirme gibi… TÜSEB olarak bu elemanların yetiştirilmesine de katkıda bulunacağız” 

“Ankara’da kanser araştırma merkezi kuracağız, bu merkezde kanserin oluş mekanizması ve tedavisiyle ilgili araştırmalar yapacağız” 

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı (TÜSEB) Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur röportajından:

TDCY 14 yıllık Kongresinin açılış konuşmasını yapan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı (TÜSEB) Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, dünyada bilimsel düşüncenin temellerinin atılmasını sağlayan gelişmeleri, tarihin bilinen ilk zamanlarından günümüze dek anlattı. Adeta dünya medeniyet tarihi dersi niteliğinde bir konuşma yapan Prof. Dr. Keleştemur, “Bu toprakların bir insanı olarak zor şartlarda okudum, içinde bulunduğumuz şatları sorguluyoruz, neden bilgi üretemiyoruz, neden Batının gerisindeyiz diye… Sağlık alanında evrensel üne sahip bir insana rastlayamazsınız, yurtdışında çalışan isimler hariç… Kendimce birtakım sonuçlara ulaştım elbette; ama bunun sebebi olmalı! Bilim bence hayatı, insanı, eşyayı anlayamaya çalışmaktır. Günümüzde akla ve bilime sarılmaktan başka çaremiz yok” diye konuştu.

Akademik hayattan hiç kopmadığını belirten Prof. Dr. Keleştemur, aslen endokronoloji uzmanı ve 37 yıllık hekim… Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi, endokrin kliniğinde yürütülen çalışmalara danışman olarak katkı sağlıyor.

Prof. Dr. Keleştemur, röportajımızda şunları anlattı:

Yoğun Bakımda Mükemmeliyet Merkezleri

“Geçtiğimiz aylarda Tiflis’te bir yoğun bakım toplantısı düzenlendi, Dünya akademiler Birliğini, Inter Academi Partnership alt grubu var ve dünyanın farklı yerlerinde yapılan toplantılara en son Tiflis ev sahipliği yaptı ve ben de katıldım. Ülkelerin yoğun bakım branşında yaşadıkları sorunlar tartışıldı. Türkiye’de yoğun bakımlarla ilgili bilgilendirmede bulundum. Septis, sepsis şok, kafa travmasına bağlı yoğun bakımdaki problemleriyle ilgileniyorum aynı zamanda. Yoğun bakım Türkiye’de oldukça fazla mesafe aldı, çok iyi ünitelerimiz var. Sorunlarımız var ama iyi bir tecrübemiz de var. Yoğun bakımlarla ilgili mükemmeliyet merkezleri yok, dünyada da yok, bizde de yok! Türkiye’de bu merkezler olduğu zaman örnek teşkil edecek. İleri düzeyde sorunlu hastalar belki bu merkezlere sevk edilecek. Her türlü ileri teknolojik cihazların olduğu, belli sayıda hasta kapasitesinin ve personelin görev yapması gerekiyor.

Ar-Ge Projelerini Destekliyoruz

Özellikle ABD’de üst düzey bilim insanları var ve onların tekrar Türkiye’ye dönmesi çok zor ama onlardan faydalanmamız gerekiyor. Bu faydalanma sadece onların yanına bilim insanı göndermekle olmaz, onların Türkiye’de çalışmalarını, geçici de olsa, sağlamamız lazım veya onların çalıştıkları alandaki tecrübelerini Türkiye’ye aktarmak lazım. Yoğun bakım alanında, mesela, bir çalışma alt yapısı kurulmak istendiğinde yurt dışındaki bilim insanlarıyla birlikte proje hazırlanması gerekiyor, proje kabul edildiği takdirde o üniversitemizdeki merkeze araştırma alt yapısı kuracağız; fiziksel, teknik donanım, personel ve ulaşım desteği vereceğiz.

Yoğun bakımlarla ilgili Türkiye’de yaşan problemler nelerdir; sorunun çözüm paydaşları var ve araştırma-geliştirme tarafında biz varız. Bu yönde geliştirilecek projelere destek verebiliriz.

Eleman Açığımız Var

Çok spesifik alanlarda eleman eksiğimiz var; aşı geliştirme, ilaç gibi… TÜSEB olarak bu elemanların yetiştirilmesine de katkıda bulunacağız. Bizim görevlerimizden biri de Türkiye’nin ihtiyacı olan bilim insanlarını, teknisyenleri yetiştirmektir.

Gündemimizde Türkiye Genom Projesi var

Bu proje, insanlık tarihinin en büyük projelerinden biriydi ve başarıyla bitti, uluslar şu anda kendi projelerini yapıyorlar; biz de Türkiye toplumunun referans genini çıkartacağız. Türkiye kanser gen projesini yapmaya çalışıyoruz. Genom projenin başlama düzeyine geldik, kısa bir süre sonra başlayacağız. Aşının Türkiye de üretilmesiyle ilgili çalışmalarımız var.

Sağlık probleminiz nedeniyle hekime gittiğinizde rutin incelenen sağlık parametreleriniz yanısıra buna ek olarak her hastanın dosyasında genetik profiliniz de olacak. Sağlık sistemini kökten etkileyecek bir sistem bu! 2-3 yıl içinde bu projeyi bitireceğiz.

Ankara’da kanser araştırma merkezi kuracağız, bu merkezde kanserin oluş mekanizması ve tedavisiyle ilgili araştırmalar yapacağız. Temel bilim, kanser bilim ve ulusal biyobankanın kurulması için çaba gösteriyoruz.

Sağlık Bilim ve Teknolojisinde İlerleyemedik

Herkesin bilim insanı olması gerekmiyor; hekimlik sadece kendi alanıyla ilgili bilgi üretmek değildir. Hasta bakmak, tedavi etmek, hastayı takip etmek gibi tüm bu süreçlere ihtiyaç var. Bilgi üretmek ve ileri teknolojiye dönüştürmek çok önemli çünkü Türkiye sağlık bilimi ve teknolojisinde maalesef ilerleyemedi. Birçok ileri teknoloji ürününü yurt dışından temin ediyoruz. Bilgi üretsek bile onu teknolojiye dönüştüremiyoruz, kısa süre içinde bir takım ileri teknolojik ürünleri Türkiye’de yapmamız gerekiyor. Devlet bunu kolaylaştırıyor. TÜSEB olarak da sağlık bilimi ve teknolojisi alanındaki çalışmaları destekleyeceğiz. Bu cihazların Türkiye’de yapılmasını teşvik edeceğiz ve ilgili merkezlerin kurulmasını sağlayacağız, merkezlerde çalışacak insanların yetişmesine katkıda bulunacağız.

Genel manada bilgi toplumuna geçebilmemiz için de bilimsel düşüncenin toplumda yaygınlaşması gerekiyor. Bu eğitimle olabilir ve anne karnından başlanmalıdır. Ülkemizin hedeflerinden biri de bu olmalı; yeni neslin böyle yetişmesine zemin hazırlamak gerekiyor.”

Editöryel İçerik | Tasarım ve Yayın: MedPublish Yayıncılık